18 Ocak 2012 Çarşamba

KARNE VE AİLENİN TUTUMU


"Karnedeki notlar, çocuğun akademik anlamda ne kadar başarılı olduğunun göstergesi olduğu kadar; aile olarak onlara ne kadar sorumluluk duygusu verildiğinin de bir göstergesidir."

Çocuklar ve gençler, yaşına uygun yeni bilgiler öğrenmek için okula gider. Okul bilgi edinilen bir kaynak olmasının yanında, çocuğun kendisi ve çevresi ile uyum becerileri geliştireceği sosyal bir ortamdır.

Okul başarısı birçok nedene bağlı olarak değişebilmektedir. Bunlar çocuğun içinde bulunduğu gelişim dönemi, çocuğun zihinsel kapasitesi, öğrenme becerisi, okul ve öğretmenlerin bilgi ve tutumları, anne-babanın beklenti ve tutumlarıdır.

Çocuğun öğrenmesini olumsuz etkileyen herhangi bir gelişimsel bozukluk yoksa, ebeveynler çocuklarına sorumluluk duygusu aşılayabilmişlerse ve eğitim yılı içinde okul ve öğretmen ile yeterince iş birliği yapmışlarsa, çocuğun sınıf içindeki düzeyini ve nasıl bir karne alacağını tahmin edebileceklerdir.

Her çocuğun bireysel kapasitesi göz önüne alınarak, çocuğun yetenekleri uygun ulaşılabilir beklentiler oluşturmak önemlidir.

Başarılı bir karne, çocuğun kendine güvenini ve öz saygını geliştirmesinde önemli rol oynar.

Yapılan araştırma sonuçları; çocuk ve ergenin başarısını olumlu ve olumsuz yönde etkileyen üç tip aile yapısından bahsetmektedir.

1. Aşırı kontrolcü aile: Bu tür aileler çocuğun diğer bütün davranış ve aktiviteleri gibi, ders çalışma süreçlerini de kontrol altında tutmaya çalışırlar, çocuğun her şeyini denetlerler veya kendileri ders çalıştırmaya çalışırlar. Bu durum, genellikle çocukların sorumluluk duygusunu kazanmasını engelleyeceği gibi, kendine güvensiz bir yapının gelişmesine neden olabilir.

2. Aşırı koruyucu aile: Bu aileler çocukları ile aşırı ilgili olup, onlara görev vermeyerek ve onların yüklenecekleri işleri kendileri üstlenerek çocukları daha mutlu edeceklerini düşünürler. Çocuklarına ödev yapma ve ders çalışma sorumluluğu vermediklerinden sorumluluk duygusunu kazanmalarını engelleyebilir ve tembelleşmelerine neden olabilirler. Bu durum aynı aşırı kontrolcü ailelerdeki gibi çocukların kişilik gelişimine yansıyarak kendine güvensiz yapıların gelişmesine neden olabilir.

3. Destekleyici aile: Bu tür aileler küçük yaşlardan itibaren çocuğa yapabilecekleri görevleri verir, bunları yaptıklarında da olumlu pekiştirici söz ve tutumlarla pozitif ve olumlu davranışların ortaya çıkmasına katkıda bulunurlar. Çocuğu aşırı kontrol etmez, yapamadıkları zaman ise hemen yardım etmektense kendi kendilerine bir çözüm bulmalarını sağlayarak çocukların problem çözme becerilerinin gelişmesine olanak tanırlar. Çocuğunu kontrol ederken sorumluluklarını hatırlatan destekleyici ve dengeleyici bir davranış gösterirler. Kendilerine güvenildiğinin, kendi başına başarabileceği, yapabileceği duygusunun çocuğa verilmesi çocuğun kendine güven duygusunun gelişmesine katkıda bulunur.

ÇOCUKLARIN OKUL BAŞARISINDA ETKİLİ OLAN DİĞER FAKTÖRLER

Çocukların okul başarısında etken olan önemli faktörden biride gelişim dönemidir.

İlköğretim birinci ve altıncı sınıflar, çocukların yaşantılarında önemli değişikliklerin olduğu dönemlerdir. Bu sınıflar, yeni bir ortama, arkadaşlara ve öğretmene uyum sağlama açısından önemlidir.

Ergenlik dönemi özellikle sosyal ve arkadaşlık uğraşlarının öne çıktığı, ilgi alanlarının geçici olarak başka alanlara kayabildiği normal bir gelişim dönemidir. Bu dönemde sağlıklı ve uyumu iyi olan bir çocuk bile okulda başarısızlık gösterebilmektedir. Ancak genellikle ergenler tamamen normal ve sağlıklı olan bu uyum sürecinden sonra kısa sürede toparlanarak okul ile ilgili sorumluluklarını yüklenmekte ve kendilerine uyan performansı yakalayabilmektedirler.

Lise döneminde ise, okula devam ederken aynı zamanda sınavlara hazırlanma kaygısı ve ek eğitim alma çabaları eklenmektedir.

Çocuğun bu başarısını etkileyebilecek bu genel nedenler dışında, ders döneminde yaşadığı kendisi ve çevresi ile ilgili özel nedenler de olabilir. (Ailedeki sorunlar, Okuldan kaynaklanan sorunlar vb)

Normal ya da normalin üzerinde zeka düzeyleri olduğu halde, başarısızlık yaşayan öğrenciler için nörolojik ve/veya psikolojik sorunlar da elimine edilmelidir.

Karne döneminde aile ve çocuk/genç böyle bir sonuç yeniden yaşamamak için birlikte nedenleri gözden geçirmeli ve çözümler üretmelidir. Ailesinin sevgi ve desteğini bilen ve onlar tarafından desteklenen öğrenciler için, karne notlarındaki başarısızlıklar kısa sürede başarıya dönüştürülebilir.
                                         
                                                        EDİRNE KOLEJİ PSİKOLOJİK DANIŞMA BİRİMİ
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder